Haber

İsrailli rehineleri neler bekliyor?

Rehinelerin kurtarılmasına ilişkin tartışmalarda gündeme gelen bir diğer konu ise İsrail’in 1986’dan bu yana uyguladığı Hannibal Protokolü. Protokolün amacı şu: “Ölü bir asker, rehine bir askerden iyidir” temelinde. Bu aynı zamanda askerin kaçırılmasını önlemek için ordunun gerekli her türlü tedbiri almasına izin verilmesi olarak da özetlenebilir.

İsrail askerlerinin kaçırılmasını önlemek amacıyla başlatılan ve yıllar içinde birçok değişikliğe uğrayan protokol, askeri sır olduğundan tam olarak bilinmiyor. İsrail içinde de tartışmalı olan Hannibal Protokolü, “Hem kaçıranı hem de kaçırılanı öldürün.”Olarak da tanımlanır.

Bu protokol neden var?

Protokole ilişkin herhangi bir yazılı metnin bulunmadığı biliniyor. Kuralın amacı askerin kaçırılmasının düşmana sağladığı avantajdır. Temel prensip, bir askerin kaçırılmasının düşman için stratejik bir atılım olduğu ve bunun müzakere gücü, ulusal moral ve halk desteğini etkileme gücü sağlayabileceği gerçeğinde yatmaktadır.

Öyle ki 2006 yılında İsrail askeri Gilad Şalit Hamas tarafından kaçırıldığında 5 yıl boyunca esir tutulmuştu. Sonunda anlaşmaya varıldı ve binden fazla Filistinli tutuklunun serbest bırakılması karşılığında serbest bırakıldı. Bu, bir İsrail askerinin şimdiye kadar serbest bıraktığı en yüksek mahkum sayısıydı. Ancak bu, ulusal onurun zedelenmesi olarak görüldü.

Şimdi 7 Ekim’de kaçırılan 200’e yakın mahkum İsrail’e büyük zarar verdi. 20’ye yakın İsrail askerinin Hamas’ın elinde olduğu belirtiliyor. Hamas sivillerin serbest bırakılması konusunda müzakerelere açıkken, askerleri koz olarak elinde tutmaya devam ediyor.

Peki İsrail rehineleri kurtarmak için nasıl bir önlem alıyor? Hamas’ın tepkisi ne olabilir? Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Gökhan Çınkara ile konuştuk.

“İsrailli rehineler travma yarattı”

Çınkara, tutuklu meselesinin İsrail açısından büyük bir travma yarattığını söylüyor. Mahkumların sayısının ilk kez çok yüksek olduğunu belirterek, bunun arazi operasyonunun önemli nedenlerinden biri olduğunu belirtiyor.

“İsrail’in mahkumlarla ilgili siyasi tarihine baktığımızda, Gazze’de hem asker hem de sivil olarak tutulan İsrailli mahkumların sayısı her zamankinden daha fazla. Bu nedenle hem İsrail toplumunda hem de diaspora Yahudilerinde büyük bir travma yaşanıyor. Aslında İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı kara operasyonunun da bu durumun en önemli bileşeni olduğunu söyleyebiliriz. Hatta dikkat ederseniz hem Başbakan hem de ilgili bakanlar açıklama yaparken hep bu konuya değiniyorlar.”

“Rehineler hakkında çok farklı görüşler var”

Çınkara, Hamas’ın yapısı ve iç bölünmeler nedeniyle esir takası konusunda farklı görüşlerin bulunduğunu belirtiyor.

“Esir değişimi için ABD ile Katar arasında müzakere ekibi kuruldu ancak başarılı olamadı. Dolayısıyla Katar’daki Hamas liderlerinin Gazze’dekiler üzerindeki etkisinin sanıldığı kadar olmadığı belirlendi. Hamas’a bu açıdan baktığımızda aslında Hamas tek bir blok değil. Elbette kurumları var, kurumsal bir yapısı var.

Gazze’nin hükümdarı diyebileceğimiz en tepedeki kişi Yahya Sinvar’dır. Bu kişi o dönemde İsrail’in bıraktığı esirlerden biridir. Hamas’ın lideri gibi. Ama İsrail’de artık bunu amaç olarak kullanıyorlar. Esir değişiminin bir sonucu olarak.

Öte yandan Lübnan’da Hamas timleri ve timleri var. Farklı davranıyorlar. Yani Filistin siyaseti zaten bölünmüş ve kopmuş durumda. Konsensus sağlanamıyor. Bazı sesler İsrail’in yaklaşık 5 bin Filistinli esiri serbest bırakması gerektiğini söylüyor. İkincisi askeri operasyonları durdurun. Elimizdeki bu tutukluları hızla serbest bırakalım. Ama bilindiği gibi İsrail tarafı bunu durdurmayacağını söylüyor.”

Askeri operasyon yoğunlaştıkça Hamas’tan farklı eylemler beklenebilir. Çünkü halkın moralini yükseltmek için ‘Biz dövüşüyoruz’mesaj verilebilir.

“Psikolojik direnç kırılabilir”

Çınkara, İsrail’in operasyonları ilerledikçe moralini bozmaya yönelik adımların olabileceğini belirtiyor. Hamas’ın hâlâ esir askerler açısından karşılık verebileceğine dikkat çekiyor.

“Hamas İsrail kamuoyuna baskı yapmak için esir askerleri öldürme yönünde adımlar atabilir. Gazze’nin işgaline karşı böyle bir koz oynayabilir. Sivil rehineler açısından bir şey olacağını düşünmüyorum ama askerler açısından olabilir. “Kara operasyonu ilerledikçe karşı tarafın psikolojik direncinin kırılması açısından.”

“Hamas’tan farklı hamleler gelebilir”

İsrail rehineler için de diplomatik adımlar atıyor. Çınkara, Lübnan’da Hizbullah’ın da girişimleri olduğunu söylüyor.

“İsrail, Gazze’deki mahkumların serbest bırakılmasına yönelik uluslararası diplomatik girişimleri yönetecek ve koordine edecek eski bir büyükelçiyi atadı. Bu aynı zamanda değerli bir gelişmedir. Yani bir şey var. Lübnan’ın bu müzakerelerde değerli bir aktör olarak ortaya çıktığını düşünüyorum. Çünkü onların da oyuna girdiği söyleniyor. Çünkü orada da çok değerli Hamas üyeleri var. Arap medyasında eski istihbarat liderinin Lübnan’da da önemli faaliyetlerinin olduğu yazılıyor. Belki yakında bazı etkiler görülecektir.

Ancak askeri operasyon yoğunlaştıkça Hamas’tan farklı eylemler beklenebilir. “Çünkü halkın moralini yükseltmek için ‘mücadele ediyoruz’ mesajını verebilir.”

 

 

KAYNAK: TRTHABER

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu